Tarih 26 Haziran 1976. Yer, Tokyo’daki Nippon Budokan arenası. Ringin bir köşesinde, sadece boks dünyasının değil, tüm zamanların en büyük spor ikonlarından biri, ağır siklet boks şampiyonu Muhammed Ali duruyordu. Diğer köşede ise Japonya’nın yaşayan efsanesi, profesyonel güreşin ve karma dövüş sanatlarının öncülerinden Antonio Inoki vardı. Bu, sadece bir boksörle bir güreşçinin karşılaşması değildi; bu, iki farklı dövüş disiplininin, iki farklı kültürün ve iki devasa egonun çarpışmasıydı. “Yüzyılın Dövüşü” olarak lanse edilen bu karşılaşma, beklentileri karşılamaktan uzak kalsa da, modern karma dövüş sanatlarının (MMA) temellerini atan olaylardan biri olarak tarihe geçti.
Fikir Nasıl Doğdu? Şampiyonun Meydan Okuması
Her şey, Muhammed Ali’nin kendine özgü kibri ve meydan okuma arzusundan kaynaklandı. Özellikle “Thrilla in Manila”da Joe Frazier’ı yendikten sonra özgüveni zirveye ulaşan Ali, sık sık “Bana rakip olabilecek başka bir dövüşçü var mı?” diye soruyordu. Bir basın toplantısında, “Herhangi bir oryantal dövüşçüye meydan okuyorum. Bana karşı çıkmaya cesaret ederse ona 1 milyon dolar vereceğim!” gibi iddialı laflar etti. Bu meydan okuma, Japonya’da büyük yankı uyandırdı. Ülkenin en popüler ve saygı duyulan profesyonel güreşçisi Antonio Inoki, bu çağrıya kayıtsız kalamazdı. Inoki, sadece bir şovmen değil, aynı zamanda gerçek dövüş yeteneklerine sahip olduğuna inanılan, judo ve karate temelleri olan bir isimdi. Teklif kabul edildi ve organizasyon için düğmeye basıldı. Ali’ye bu maç için yaklaşık 6 milyon dolar, Inoki’ye ise 4 milyon dolar ödeneceği konuşuluyordu – o dönem için astronomik rakamlar.
Yükselen Tansiyon ve Söz Düelloları
Maç yaklaştıkça, özellikle Ali tarafından tansiyon giderek artırıldı. Ali, Japonya’ya geldiğinde her zamanki gibi şovunu yapıyordu. Havalimanında onu karşılayan kalabalığa esprili ve kışkırtıcı demeçler veriyordu:
- Ali: “Antonio Inoki de kimmiş? Adını bile doğru dürüst telaffuz edemiyorum! Onu ringde palyaçoya çevireceğim!”
- Ali: (Inoki’nin belirgin çenesine atıfta bulunarak) “Ona ‘Pelikan’ lakabını takacağım! O çeneye iyi bir yumruk indirdiğimde neler olacağını göreceğiz.”
- Ali: “Bu bir gösteri maçı olmayacak. Gerçek bir dövüş olacak! Boks en üstün dövüş sanatıdır ve bunu tüm dünyaya kanıtlayacağım.”
Ali, antrenmanlarında bile Inoki ile dalga geçiyor, onu taklit ediyor ve kolay bir zafer kazanacağını iddia ediyordu. Hatta Inoki’ye aşağılayıcı bir isim olan “The Pelican” (Pelikan) lakabını taktığı ve bunu sık sık kullandığı söylenir.
Antonio Inoki ise daha sakin ve saygılı bir tavır sergiliyordu. Japon kültürünün getirdiği bir ağırbaşlılıkla Ali’nin sözlerine doğrudan karşılık vermekten kaçınıyor, ancak kendi disiplininin gücüne inandığını belirtiyordu:
- Inoki: “Ali büyük bir şampiyon, ona saygı duyuyorum. Ama ringde her şey olabilir. Japon dövüş sanatlarının ve profesyonel güreşin gücünü ona göstereceğim.”
- Inoki: “Bu sadece benim için değil, Japonya için de önemli bir maç. Onu hayal kırıklığına uğratmayacağım.”
Kurallar Krizi: Dövüşün Kaderini Belirleyen Anlaşmazlık
Maçın en tartışmalı yönü, dövüşten hemen önce belirlenen ve sürekli değiştirilen kurallardı. Başlangıçta daha serbest bir dövüş olması beklenirken, Ali’nin kampı, Inoki’nin güreş ve tekme yeteneklerinden endişe duyarak son anda çok kısıtlayıcı kurallar dayattı. Bu kurallar, maçın gidişatını tamamen değiştirdi:
- Tekme Kuralı: Inoki, Ali’ye ancak bir dizi yerde veya iki dizi birden yerdeyken tekme atabilecekti. Ayaktayken tekme atması yasaktı. Bu, Inoki’nin en tehlikeli silahlarından birini neredeyse tamamen etkisiz hale getirdi.
- Yakalama ve Fırlatma Kısıtlamaları: Inoki’nin Ali’yi yakalaması, sarması veya fırlatması (güreşin temel unsurları) büyük ölçüde kısıtlandı.
- Yerde Dövüş: Yerde mücadeleye neredeyse hiç izin verilmiyordu.
Bu kurallar, Ali’yi Inoki’nin güreş ve tekme tehdidinden korumak için tasarlanmıştı, ancak aynı zamanda Ali’nin boks yeteneklerini sergilemesini de engelledi. Çünkü Inoki, ayakta savunmasız kalmaktansa, sırt üstü yatıp Ali’nin bacaklarına tekme atmayı tercih edecekti.
Inoki vs. Ali maçında neler yaşandı?
Antonio Inoki ilk raunda fırtına gibi başladı ve Muhammed Ali’nin bacaklarına doğru kayarak saldırdı, Ali ise bu saldırıyı yana adımlayarak savuşturdu. Karşılaşma için belirlenen özel kurallar buna izin veriyordu.
İlk yedi raunt boyunca Inoki, dünya ağır siklet şampiyonunu yere (kanvasa) sermek amacıyla Ali’nin bacaklarını hedef aldı, ancak Amerikalı boksör bu çabaları etkili bir şekilde savuşturmayı başardı.
Karşılaşmadaki ilk knockdown (yere düşürme) yedinci rauntta Inoki tarafından geldi. Inoki, uzun bir direkt yumruk (jab) yedikten sonra, savurma bir tekme ile Ali’yi yere indirdi.
Inoki, sekizinci rauntta iki tekme daha atarak Ali’yi ikinci kez yere düşürdü, ancak hakem Japon güreşçiyi kural dışı vuruş (low blow) konusunda uyarmak zorunda kaldı.
Daha sonra dövüş, başlangıca benzer bir düzende devam etti; Inoki (tekmelerle) Ali’yi devirmeye çalışırken, Ali de attığı kendi yumruklarıyla etkili oluyordu.
15 raundun ardından, bu eğlenceli karşılaşmanın bitiminde her iki dövüşçü de el sıkıştı.
Ringdeki Garip Dans: 15 Raundluk Antiklimaks
Maç başladığında, Nippon Budokan’ı dolduran on binlerce seyirci ve televizyonları başındaki milyonlarca kişi, nefeslerini tutmuş bir aksiyon bekliyordu. Ancak gördükleri, tam bir hayal kırıklığıydı.
Inoki, kuralların kendisine bıraktığı tek etkili stratejiyi uyguladı: Maçın büyük bölümünü sırt üstü veya oturur pozisyonda geçirdi. Sürekli olarak Ali’nin bacaklarına, özellikle de sol dizine alçak tekmeler savurdu. Ali ise ayakta kaldı, Inoki’nin etrafında daireler çizdi, gardını düşürmesini bekledi ve ona yaklaşması için sık sık laf attı: “Kalk ve dövüş pelikan!”, “Korkak gibi yatma!” gibi sözlerle onu kışkırtmaya çalıştı.
Ancak Ali, yerdeki bir rakibe etkili yumruklar atamıyordu ve Inoki’nin tekmelerinden kaçınmak için sürekli hareket etmek zorundaydı. Maç boyunca Ali sadece birkaç etkisiz yumruk atabildi. Inoki’nin tekmeleri ise sayıca çok daha fazlaydı ve Ali’nin bacaklarında ciddi hasara yol açmaya başlamıştı. Özellikle Ali’nin sol bacağı şişmeye ve morarmaya başladı.
Seyirciler başlangıçtaki merak ve heyecanlarını hızla kaybetti. 15 raunt boyunca süren bu tekdüze ve aksiyonsuz görüntü, tribünlerden “Para iadesi!”, “Utanç verici!” gibi protesto seslerinin ve yuhalamaların yükselmesine neden oldu. Hakemler de ne yapacaklarını bilemez haldeydi.
Sonuç: Beraberlik ve Tartışmalı Miras
15 raundun sonunda hakemler maçı berabere ilan etti. Bu sonuç kimseyi tatmin etmedi. Ali, ringden inerken bacakları kanıyordu ve ciddi şekilde acı çekiyordu. Inoki’nin tekmeleri, Ali’nin sol bacağında iki kan pıhtısı (tromboz) oluşmasına ve enfeksiyona neden olmuştu. Bu sakatlık, Ali’nin kariyerinin geri kalanını ve özellikle hareketliliğini olumsuz etkiledi. Hatta doktorlar bir ara bacağının kesilmesi ihtimalinden bile bahsetmişlerdi. Ali daha sonra o tekmeler için, “Hayatımda böyle bir acı hissetmemiştim,” diyecekti.
Inoki ise kurallardan dolayı gerçek yeteneklerini gösteremediği için hayal kırıklığına uğramıştı ama dünyanın en büyük boksörüne karşı ayakta kalmış ve ona ciddi zarar vermiş olmanın tatminini yaşıyordu.
Maçın Mirası: Bir Fiyasko mu, MMA’in Habercisi mi?
Ali vs. Inoki maçı, yapıldığı dönemde büyük ölçüde bir “fiyasko” ve “sirk gösterisi” olarak görüldü. Beklenen disiplinler arası epik savaş yerine, kurallarla boğulmuş, tuhaf ve sıkıcı bir olay yaşanmıştı.
Ancak yıllar geçtikçe, maçın önemi farklı bir perspektifle değerlendirilmeye başlandı. Kısıtlamalara rağmen, farklı dövüş stillerinin birbirlerine karşı nasıl stratejiler geliştirebileceğini göstermesi açısından önemliydi. Özellikle Inoki’nin sırt üstü yatarak uyguladığı “guard” benzeri pozisyon ve bacak tekmeleri, daha sonra gelişecek olan MMA’de sıkça görülen tekniklerin ilkel bir versiyonu olarak kabul edildi. Bu nedenle, Ali vs. Inoki maçı, genellikle modern MMA’in öncülerinden veya “ata maçlarından” biri olarak anılır.
İki efsane, bu garip maçtan sonra birbirlerine karşı büyük bir saygı geliştirdiler. Ali, Inoki’nin emeklilik maçına katılmak için yıllar sonra tekrar Japonya’ya gitti ve ikili dostane ilişkilerini sürdürdü.
Sonuç olarak, Muhammed Ali vs. Antonio Inoki karşılaşması, beklentileri karşılamayan tuhaf bir dövüştü. Ancak yarattığı küresel ilgi, Ali’nin aldığı ciddi hasar ve karma dövüş sanatlarının geleceğine yaptığı istem dışı katkıyla, spor tarihinde eşi benzeri olmayan, unutulmaz bir olay olarak yerini korumaktadır. Belki de en büyük ders, farklı disiplinlerin gerçek anlamda çarpışabilmesi için adil ve mantıklı kurallara ihtiyaç duyulduğuydu.